top of page

​

​

Eldivenden bahsetmedi. Selim, eldiveni odasında köÅŸede duran kitaplığının rafına yerleÅŸtirdi, kitaplıkta bulunan led lambayı da eldivene doÄŸru çevirdi. Müze gibi bir ambiyans yarattı adeta. Sürekli gözünün önünde olsun istedi. Ondan habersiz yaptığı bu olay içinde biraz çekingen tavırlıydı. Bir yandan seviniyor, bir yandan da korkuyordu. Åžule’den hiçbir ÅŸekilde bir etkileÅŸim almamıştı. Mesaj bekledi, gelmedi. KonuÅŸmak için elinde hiçbir kozu yoktu. Bu tedirgin haliyle hata yapmaya çok yatkındı. Odasında içi içini kemirirken, tırnaklarını yerken, sarı loÅŸ ışığın içinde çaresiz düÅŸünürken gözü bir anda duvarında duran uda iliÅŸti. Eline udunu aldı ve bir ÅŸeyler çalmaya baÅŸladı. Biraz olsun dizginlenmiÅŸti, içini biraz olsun rahatlatmıştı. Kendini müziÄŸe verince her ÅŸeyi unuttuÄŸunu düÅŸünse de, aslında farkında olmadan onu çaÄŸrıştıran parçalar çalmaya baÅŸlamıştı. Duramadı, eline telefonu aldı ve Åžule ile konuÅŸmalarını tekrar tekrar okudu. Hey Üstat, ne yapacağız? 

© 2024 by Samet Köksal, Åžahbaz Band tüm hakları saklıdır. 

bottom of page