top of page

Gelmesini beklemeliyim dedi kendi kendine. Asansöre bindi ve on üçüncü kata çıktı. İşine koyulmuÅŸ çalışıyordu. Ama bir yandan da gözü ile saati takip ediyordu. Metrodan ineceÄŸi zamanı kolluyordu bir yandan da. Selim, baÅŸkaları gibi umursamaz biri olmak istemiyordu. Elindeki tüm sevgiyi vermek istiyordu. Gözlerini kapatıyor derin düÅŸüncelere dalıyordu. Tam aradığımı buldum diyor, ancak bir sorun kesin çıkacak diye kodlamayı da eksik etmiyordu. Ya eski sevgilisinden yaralı oluyor ya da gidecek oluyor diye söyleniyor. Kime elimi uzatsam kalbi yaralı diyordu. Aslında, herkesin güven problemi var ve Selim'in aradığı kiÅŸinin de kanadı kırıktı. Her ÅŸeye raÄŸmen göze almıştı tüm bunları. Åžimdi yirmi beÅŸinci kata çıksa tesadüf olmayacaktı. UnutmuÅŸ gibi yapıp onu gördüÄŸünde vermesi gerektiÄŸini düÅŸünüyordu. Az kalmıştı gelmesine. GiriÅŸ katta yalandan biraz zaman öldürürken spontane denk gelip, onu gördüÄŸünde; “günaydın Åžule, aaa eldivenlerin vardı di mi bende” diye vermeyi planlıyordu.. (Üstat acele et bu çocuk çıkmazda!)

© 2024 by Samet Köksal, Åžahbaz Band tüm hakları saklıdır. 

bottom of page